GIRTLAK (LARİNKS) KANSERİ
Gırtlak (larinks) kanserleri tüm vücut kanserlerinin yaklaşık % 3’ünü oluştururlar. Çoğu baş-boyun kanserlerinde olduğu gibi sigara ile gırtlak kanseri arasındaki ilişki de uzun yıllardan beri bilinmektedir. Bazı çalışmalarda gırtlak kanserli hastaların %96-98’inin sigara içtiği saptanmıştır. Erkeklerde ve 50 yaş üzerinde daha sık görülmektedir. Günümüzde sigara ve alkol kullanımındaki artış nedeniyle kadınlarda da görülme riski artmaya başlamıştır. Yine aynı sebeplerle bu kanserin görülme yaşı son zamanlarda 40 hatta 30’lu yaşlara inmiştir.
Gırtlak, boğazın altında yemek borusunun önünde akciğerlerin üzerinde bulunmaktadır. Görevleri yiyeceklerin akciğerlere kaçmasını engellemek, konuşmaya ve nefes almaya yardımcı olmaktır. Gırtlak üç kısımdan oluşur; ses tellerinin olduğu kısım (glottis), ses tellerinin üstündeki kısım (supraglottis) ve ses tellerinin alt kısmı (subglottis). Gırtlak kanseri en sık (yaklaşık %60’ı) ses tellerinin üzerinde oluşur.
Gırtlak kanseri oluşumunda sigara ve alkol dışındaki diğer risk faktörleri;
- Genetik faktörler
- Premalign (kanser öncesi) lezyonlar
- Uzun süreli (kronik) enfeksiyonlar
- Çevresel ve mesleki faktörler (asbest, çevre kirliliği ve agaç tozu) şeklinde sıralanabilir.
- Radyasyon
- Reflü
- Virüs enfeksiyonları (HPV)
- Tüberküloz (verem), sifiliz (bel soğukluğu) gibi hastalıklar
- Sesin kötü kullanımı ve kronik larenjit
- Bazı ilaçlar (testesteron ve östrojen)
Hastalığın Belirtileri:
Hastalığın belirtileri gırtlaktaki yerleşim yerine göre farklılık gösterir. Ses telleri seviyesinde başlayan bir kanserde ilk belirti ses bozukluğu ve ses kısıklığıdır. Bu nedenle iki haftadan uzun süren ve ilaç tedavisinden fayda görmeyen ses kısıklığı durumlarında mutlaka bir kulak burun boğaz uzmanına başvurulmalıdır. İlerleyen hastalıkta öksürük, kanlı balgam, nefes darlığı gibi belirtiler eşlik edebilir.
Ses tellerinin üst kısmında yerleşimli bir kanserde yutma sırasında belirginleşen ve kulağa vuran bir boğaz ağrısı, boğazda kitle hissi, konuşmanın değişmesi (ağızda sıcak patates varmış gibi), nefesin kötü kokması gibi belirtiler ön plandadır. İlerleyen dönemlerde bu hastalarda da ses kısıklığı, öksürük, nefes darlığı, kanlı balgam görülebilir.
Ses tellerinin alt kısmı nefes borusunun en dar kısmıdır ve burada ortaya çıkan bir kanser nefes borusunun daha da daralmasına ve nefes darlığının belirginleşmesine yol açar. İlerleyen hastalık ile birlikte ses kısıklığı, kanlı balgam, öksürük gibi belirtiler ortaya çıkabilmektedir.
Gırtlak kanserlerinde ayrıca boyunda şişlik (lenf bezi büyümesi) şikayeti de oluşabilmektedir.
Hastalığın Tanısı:
Gırtlak kanserinden şüphe edilen bir hasta Kulak Burun Boğaz hekimi tarafından ayrıntılı olarak muayene edilmelidir. Bu muayene sırasında ayna (indirekt) ya da endoskop (direkt) ile gırtlağın muayenesi yapılır. Ayrıca boyunda herhangi bir şişlik olup olmadığı da muayene edilir. Kesin tanı şüpheli dokulardan parça (biyopsi) alınarak patolojik inceleme yapılır.
Gırtlak kanserinde hastalığın derecesini ve yayılımını belirlemek amacıyla tanı öncesi veya sonrası bazı radyolojik tetkikler yapılmaktadır. Bu tetkiklerden en sık kullanılanı boyun Bilgisayarlı Tomografisi (BT), Manyetik Rezonans Görüntüleme (MRG) ve ultrasondur. Ayrıca hastalığın başka organlara yaygınlığı araştırmak amacıyla akciğer ve karına yönelik incelemeler de uygulanmaktadır.
Hastalığın Tedavi Seçenekleri:
Gırtlak kanserinde uygulanan tedaviler; cerrahi, radyoterapi (ışın) ve/veya kemoterapi (ilaç )dir. Tedavi seçenekleri belirlenirken her hasta kendine özel olarak değerlendirilmektedir. Hasta ve yakınlarına tedavi seçenekleri, avantaj ve dezavantajları ile anlatılarak tedavi seçiminin kararı hastaya ve yakınlarına bırakılmaktadır.
Cerrahi tedavi:
Gırtlak kanserinde birçok cerrahi tedavi şekli mevcuttur. Hasta ve hastalığa ait özellikler göz önüne alınarak hastaya uygun olan cerrahi seçenek uygulanır. Bu cerrahi şekilleri tek ses telinin, gırtlağın sınırlı bir kısmının, gırtlağın tamamına yakın kısmının veya gırtlağın tamamının alındığı ameliyatlar yapılmaktadır. Gırtlağın tamamına yakın kısmının alındığı ameliyat tipinde hastanın nefes borusunda kalıcı delik (trakeostoma) oluşturulur ve hasta bu deliğini kapatarak konuşabilir. Gırtlağın tamamının alındığı ameliyat tipinde hastada da nefes borusunda kalıcı delik bulunur, ancak hasta konuşamaz. Bu hastaların çeşitli yöntemlerle (ses protezleri, mikrofon tarzında cihazlar) konuşması sağlanır. Bu ameliyat şekillerinin yanında bazen gırtlak kanserli hastalara boyun bezelerini temizlemeye yönelik (boyun diseksiyonu) ameliyatı da uygulanmaktadır. Boyun bezelerinin temizlenme ameliyatı hastalığın yaygınlığına, boyun bezelerine sıçrama ihtimaline ve boyunda şişlik olmasına bağlı olarak uygulanabilmektedir.
Radyoterapi (Işın, şua) Tedavisi:
Cerrahi tedavi seçeneğine alternatif olarak veya cerrahi sonrasında tedavi basamağı olarak kullanılmaktadır. Işın tedavisi 6 ila 8 hafta kadar sürmektedir. Işın tedavisi ile ağız içinde yaralar, nefes darlığı oluşabilmekte, uzun dönemde bu tedaviye bağlı olarak ikinci bir kanser oluşma riski de bulunmaktadır.
Kemoterapi (İlaç) Tedavisi:
Ameliyat edilemeyen, ışın tedavisi uygulanamayan veya diğer organlara sıçramış (akciğer, karaciğer gibi) ileri evre gırtlak kanserlerinde tek tedavi şekli kemoterapidir. Ancak bazı hastalarda ışın tedavisi ile birlikte ilaç tedavisi uygulanabilir.