KBB Tümörleri
Bu bölge komşulukları itibariyle cerrahiye uygun değildir. Bu nedenle geniz tümörlerinde standart tedavi yöntemi cerrahi değil ışın tedavisidir. Hem geniz bölgesi, hem de tanı anında boyunda lenf bezlerine yayılım yaklaşık %70 oranında görüldüğünden boyun da ışın tedavisi alanı içine dahil edilmektedir. Son yıllarda ışın tedavisi ile birlikte ilaç tedavisi(Kemoterapi) de tedavide kullanılmaktadır.
Vücudumuzdaki ana tükürük bezleri, tıp dilinde majör tükürük bezleri olarak da adlandırılan kulak önü (parotis), çene altı (submandibuler) ve dilaltı (sublingual) tükürük bezleridir. Tükürük bezi tümörlerinde tanıda önce hastanın şikâyetleri dinlenir. Tipik olarak iyi huylu tükürük bezi tümörü, en sık yerleştiği kulak önü tükürük bezinde yavaş yavaş büyür. Genellikle hastanın kulak memesi altında ya da önünde hareket edebilen bir topak olarak hissedilir ve ağrı yapmaz. Bazen hastalar söz konusu kitleyi fark eder etmez başvurur, bazen de birkaç yıl boyunca iyice büyümesine izin verip kozmetik bir sorun yaratınca hekime gelirler. Kötü huylu tümörler ise daha hızlı büyürler, bunlar sert, ellediğimizde hareket yeteneği az ya da hiç hareket etmeyen kitleler olarak karşımıza çıkabilirler. Bu nedenle kulak memesi çevresinde giderek büyüyen bir kitle fark edildiğinde bir Kulak Burun Boğaz uzmanına başvurulması önerilir.
Kulak çınlamasının birçok sebebi mevcuttur. Kesin mekanizmaları hala tam olarak anlaşılamamıştır. Sık görülen sebepleri arasında kulak kiri, ani işitme kaybı, Meniere hastalığı (iç kulakta basınç artışı), gürültüye bağlı işitme kayıpları, yaşlılığa bağlı işitme kayıpları, kalıtsal iç kulak hastalıkları, kafa travmaları, kulağa zararlı ilaç kullanımları (bazı antibiyotikler, kemoterapi ilaçları, aspirin, kinin, diüretikler), otoskleroz (orta kulak kemikçiklerinin kireçlenmesi), kardiyovasküler hastalıklar, santral sinir sistemi hastalıkları, metabolik hastalıklar tinnitusun tespit edilebilen sebepleri olarak sayılabilir. Ayrıca çok nadir olarak işitme ve denge sinirine ait tümörlerde de çınlama görülebilmektedir. Detaylı kulak burun boğaz muayenesine ek olarak şüphe halinde doktorunuz tarafından istenecek odyolojik ve radyolojik (MR ve Tomografi) tetkiklerle kolayca tanısı konmakta ve tedavisi düzenlenebilmektedir.
Çoğu burun kanaması, burun ön bölümünde bulunan kılcal bir damarın çatlaması nedeniyle tek taraflı olur. Kanamaların çoğunluğunu bu tip kanamalar oluşturur. Sıklıkla kuru iklimlerde veya kış aylarında kuru ve sıcak oda havası nedeniyle burun içini kaplayan mukozanın kuruması sonucunda oluşan kabuklanmalar ile olur. Bu tip kanamalar genellikler tek taraflı bazen iki taraflı da olabilir. Bu tip kanamalarda kanamanın kontrolü kolaydır, kendiliğinden bile durabilir. Arka burun kanamaları, sıklıkla orta ve ileri yaşlarda ve özellikle hipertansiyon hastalığı olanlarda görülür ve şiddeti burun ön kanamalarına göre daha fazladır Bunun dışındaki burun kanaması sebepleri; kaşıntıya yol açan alerji, enfeksiyon veya kuruluk durumlarında burnun karıştırılması. Üst solunum yolu enfeksiyonları, nezle, grip, sinüzit gibi enfeksiyonlar Kuvvetli burun sümkürme sonucu yaşlı veya genç hastalarda burun damarlarının çatlaması, buruna sıkılan kortizonlu ilaçlar, kokain kullanımı, buruna darbe alınması, burun kırıkları, yüz ve kafatası kırıkları, Burundaki kıkırdak ve kemik eğrilikleri sayılabilir. Burun, burun boşlukları ve genzin iyi ve kötü huylu tümörleri de yoğun burun kanamalarına neden olmaktadır. Bu tür hastalarda burun kanamaları genellikle tek taraflıdır. Kanamalar yanı sıra sürekli tek taraflı kötü kokulu akıntı da görülmektedir.